8 Kasım Uzun Mehmet’i anma ve Kömür Günü’nde, kömürü bulan Uzun Mehmet ve tüm maden şehitleri Kestaneci Mahallesi'nde bulunan Uzun Mehmet Anıtı’nda düzenlenen törenle anıldı.
Karadeniz Ereğli’de Taşkömürünün bulunuşunun 192. yıldönümü ve Uzun Mehmet’i Anma Günü dolayısıyla tören düzenlendi.
Kestaneci Mahallesi'ndeki Uzun Mehmet Anıtı’nda düzenlenen törene Kdz. Ereğli Kaymakamı Mehmet Yapıcı, Karadeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Niyazi Uğur, Belediye Başkanı Halil Posbıyık, siyasi parti ilçe başkanları, STK temsilcileri, Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu ve sendika yöneticileri, Türkiye Taşkömürü Kurumu Armutçuk Müessesesi Müdürü Faik Ak ve TTK yetkilileri ile vatandaşlar katıldı.
Protokol üyelerinin anıta çelenk sunumunun ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.
POSBIYIK: UZUN MEHMET’İ ÖRNEK ALMALIYIZ
Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık konuşmasında, Uzun Mehmet’in ortaya koyduğu azim ve kararlılığın herkese örnek olması gerektiğini anlattı.
Posbıyık, özetle şunları söyledi:
““Ereğli’nin vatansever bir kahramanı daha oldu.
Bu soylu millet, bu vatan! Onu hiç unutur mu?
Kömürü buldu da adını tarihimize yazdırdı
Uzun Mehmet’imizi Türk halkı gönlüne kazıdı.”
Ortaokul öğrencisi Ceylan Akmeşe ne güzel ifade etmiş!
İki yıl önce Milli Eğitim Müdürlüğümüzle işbirliği yapmış ve belediye olarak Uzun Mehmet Şiirleri kitabı hazırlamıştık. Bu dizeleri o kitaptan aldım. Yeni neslin, tarihine, geçmişine sahip çıkması en büyük mutluluğumuz. Çocuklarımızın, şehrimizin tarihinde büyük önemi bulunan bu konuyu öğrenmesini, Uzun Mehmet'i tanımasını, onun azmini, kararlılığını ve vatan sevgisini görmesini istiyorum.
Bugün burada, milli servetimiz olan kömürü bulan Uzun Mehmet'i anmak ve uğruna bedeller ödenen kara elmasın, kömürün serüvenini hatırlamak için bir aradayız.
8 Kasım 1829'da Ereğli’mizde kömürü bulan Uzun Mehmet'i, saygıyla, rahmetle, minnetle anıyoruz. Uzun Mehmet'in vatan görevi olarak gördüğü bir dava için verdiği mücadele bizlere örnek olmalıdır.
“Vatana hizmet sadece asker ocağında olmaz”…
Şehrimizin, bölgemizin, ülkemizin kaderini değiştiren kömürün ateşi, Uzun Mehmet’in komutanının bu sözüyle yakılmıştır.
1848 yılından bu yana üretimi yapılan taş kömürü, yalnızca Ereğli'nin, Zonguldak'ın ve bölgenin kaderini değiştirmekle kalmamış, ülke ekonomisine çok büyük fayda sağlamıştır. Bu milli serveti ortaya çıkarmayı başaran Uzun Mehmet bu konuda öncü rol oynamıştır.
Ülkemiz, Uzun Mehmet’in bu öncülüğünden ilham alarak enerjide tam bağımsızlığı sağlayacak adımların atılması için daha çok çaba göstermek zorundadır. Cumhuriyetin kurucu kadroları, tam bağımsız Türkiye hedefine varmak için enerjide yerli kaynakların kullanımına ağırlık vermiştir.
1848 yılından itibaren üretilen kömür, o günkü ekonomik yapı içinde en önemli girdilerden biriydi. Özellikle Avrupa ülkelerinin enerji ihtiyacını karşılamaya dönük temel kaynak niteliğindeydi.
Osmanlı İmparatorluğu'nun borç içinde olduğu, büyük enerji açığı bulunan yıllarda savaş gemileri, yük ve yolcu vapurları kömürle çalışıyordu. Devlet, kömürü İngiltere'den satın alıyordu ve maliyeti çok yüksekti. Aranan kömür nihayet bulunmuştu. Bu yanar taş, Alaplı'dan Cide'ye uzanan Karadeniz kıyılarının derinliklerindeydi.
Kömür bulununca, yataklar, plansız bir şekilde işletmeye açılmıştı. Galata bankerleri, yabancı şirketler ruhsat alıp çalışmaya başlamışlardı. Ereğli Kaymakamı Dilaver Paşa bir nizamname çıkardı. Bölge köylerinin sağlıklı erkekleri ocaklarda yılın yarısında günde 10 saat çalışmak zorundaydı. Zorunlu çalışmanın adı mükellefiyetti. Ereğli ve Zonguldak'ta mükellefiyet dairelerinin olduğu yıllar...
Daha sonra Fransızlar ve Birinci Dünya Savaşı sırasında Almanlar bu madenlerde egemen oldular. 1918'de yine Fransızlar işgal ettiler. 13 ile 50 yaş arasındaki sağlıklı erkekler gün yüzü görmeden, sağlıksız koşullarda çalışıyordu. Hastalananla ilgilenen yoktu. Ücretler düzensizdi.
Bu acımasız koşullar Cumhuriyet kuruluncaya kadar devam etti. Cumhuriyet bu milli servete bağımsızlık anlayışı içinde sahip çıktı. Savaşın en zorlu koşullarında bile Mustafa Kemal konuya el attı. 1921'de, kömür ve maden ocaklarında çalışma hayatına ilişkin yasa çıkarıldı. İşçilerin zorla çalıştırılması engellendi, insanca barınma ve dinlenme yeri düzenlenmesi, hamam açılması, 16 yaşından küçüklerin çalıştırılmaması, ücretsiz tedavi, varislere tazminat hakkı getirildi.
Cumhuriyete ve onun kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e çok şey borçluyuz. Siyasi bağımsızlık ancak ekonomik ve kültürel bağımsızlıkla desteklenirse mümkün olur.
Cumhuriyet ilk önce eğitimi ve çalışma hayatını düzenledi. 8 saat çalışma, iş güvenliği, işçi sağlığı ve küçük çocukların çalışmasının yasaklanması konusunda çok temel adımlar attı. 1940 yılına kadar bu kömür ocaklarının borçları ödendi ve milli ekonomimizin, kalkınmamızın itici unsuru haline geldi.
Kara elmas için nice kayıplar vermiş bir memleketin evlatları olarak, bu zorlu serüvenin büyük acılarına da tanıklık ettik. Yaşanan faciaların acılarını yüreğimizde hissediyoruz. Bu uğurda hayatını kaybeden madencilerimizi saygıyla, minnetle anıyoruz.
Bütün zorlu koşullarla mücadele eden madenci kardeşlerimi ve ailelerini sevgi ve dostlukla selamlıyorum. Çalışma koşullarının iyileştirilmesi için verdikleri mücadelede her zaman yanlarında olmaya devam edeceğim. Sevgi, barış ve dostluk duygularımla hepinizi selamlıyorum.”
MUTLU: TTK’YA İŞÇİ ALINMASINI İSTİYORUZ
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu yaptığı konuşmada TTK’ya işçi alınmasını istediklerini söyledi.
TTK Armutçuk Müessese Müdürü Faik Ak da Taşkömürünün oluşumu, nitelikleri, tarihçesi ve kullanım alanları hakkında bilgiler verdi.