“TÜRKİYE YANIYOR, POLEMİK YAPMAYIN, ÜRETİN”
Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, AKP Ereğli Teşkilatını ziyaretleri sırasında kendisine yönelik söylemlerde bulunan AKP Milletvekillerine cevap verdi. ‘Türkiye yanıyor, yüreklerimiz sızlıyor. Bu şartlarda boş polemiklerle rol kapmayın, Zonguldak için, Ereğli için üretin’ çağrısı yapan Posbıyık, “Ereğli’de Hükümet Konağı var da biz yok mu dedik. Emniyet Binası var da biz yok mu dedik. Bazıları çalışır, üretir, bazıları konuşur rol çalmaya çalışır, güneşi balçıkla sıvayamazsınız” dedi.
Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Ereğli ziyaretlerinde kendisine yönelik söylemlerde bulunan AKP Zonguldak Milletvekilleri Polat Türkmen ve Hamdi Uçar’a , basın mensuplarının soruları üzerine cevap verdi. ‘Türkiye yanarken boş laflarla polemik yaratmayın. Zonguldak için, Ereğli için üretin’ dedi.
Posbıyık şunları söyledi:
“Şimdi rahmetli Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel aklıma geldi. Ereğli’de Hükümet Konağı var da ben yok mu diyorum. Ereğli’de Emniyet Müdürlüğü Binası var da ben yok mu diyorum, koskoca Ereğli’de, Zonguldak’tan daha büyük Ereğli’de Hükümet Konağı yok. En küçük ilçelerde dahi var, bir tek Ereğli’de yok. Ereğli’de Kaymakamlık Binası nerede? Karadeniz Ereğli Belediyesi binasında kirada oturuyor. Emniyet Müdürlüğü nerede? Bir vatandaşın Yeşiltepe’de binasında kirada oturuyor. Yani biz bir şey söylediysek yalan söylemiyoruz ki. Kötü bir laf da söylemiyoruz, herkesi seviyoruz. Bazıları çalışır, üretir, bazıları konuşur rol çalmaya çalışır, güneşi balçıkla sıvayamazsınız. Türkiye’de orman yangınlarında şehitlerimiz var, insanlarımız ölüyor, ekolojik sistem bozuldu, turistler otellerden kaçıyor. İşte bu yüreğimizin yandığı bir ortamda konserlerimizi iptal ediyoruz, bu akşam yapılacak konseri bile iptal ettik. Ereğli Belediyesi iki tane itfaiye aracıyla 8 kişilik personeli o bölgeye gönderdi. Yüreğimiz yanıyor, içimiz yanıyor. Bizim içimiz yanarken benim şahsımı hedef alan böyle basit laflar söylemelerini hiç yakıştıramıyorum. Hiç kimseye hakaret ettiğimiz falan yok. Böyle mesnetsiz laflar karşısında da yolumuzda yürürüz, üretiriz, hiç böyle basit provokasyon kokan laflara değer vermeyiz. Onlardan siyaseten de tecrübeliyim, yaşça da büyüğüm; biraz saygılı olmaya davet ediyorum. Eğer ülkemizde acıların yaşandığı, ormanların yandığı, canlıların yok olduğu, insanların açım diye haykırdığı, Covid’in insanları öldürdüğü bir ortamda sen ben davalarına girerseniz -nitekim öyle oluyor zaten televizyonlarda izliyoruz- bu memleketi bir yere götüremezsiniz. Üretmek varken, çalışmak, yardım etmek, birbirimize destek olmak varken hep bu polemiklerle, bu boş laflarla bu tip insanlar ülkeyi bu noktaya getirdiler ne yazık ki. Üzülerek söylüyorum. Biraz siyaseten tecrübeli, yaşça büyük ağabeylerine baksınlar, örnek alsınlar. Bu yaşta hala ülkem için, kentim için durmadan çalışıyorum, var gücümle çalışıyorum. Öyle boş laf üretmekle, böyle gelişi güzel, basit, mesnetsiz laflarla falan hiçbir yere varamazsınız. Ben tahsilim itibarıyla, tecrübem itibarıyla böyle basit sözlere asla cevap vermem. Ben herkesi seviyorum. Ben ülkemdeki insanları seviyorum. Türkiye Cumhuriyeti’ni seviyorum. Herkesle barışığım, din, dil, ırk farkı gözetmeksizin, siyasal farklılıklar gözetmeksizin herkesi seviyorum ve Allah rızası için yalvarıyorum; hangi görüşten, hangi siyasi partiden olursanız olun lütfen biraz sevgi ile yaklaşın, hakaret etmeyin, ülke elden gidiyor. Ülkemizin iyiye gitmesi için birbirimizi sevmemiz, el ele tutup kucaklaşmamız lazım. Üretmemiz lazım, çalışmamız lazım. Boş laflarla bir yere varmak mümkün değil. Geldiğimiz noktayı görüyoruz.“