Alemdar Gemisi

Alemdar Gemisi

İstiklal Savaşı’nda
Alemdar Kurtarma Gemisi’nin Kahramanlığı
 
1914 yılında I. Dünya savaşının başlaması ile birlikte kömür ocaklarının işletim hakkı Almanlar'a verilir. Buna kızan Ruslar, 2 yıl süreyle Karadeniz Ereğli kıyılarını sık aralıklarla bombardımana tutarlar. Dünya savaşının ardından Anadolu'nun, Avrupalı devletler tarafından işgal edilip paylaşılmasıyla Fransızlar Karadeniz Ereğli'ye gelirler ancak Karadeniz Ereğli'yi işgal etmeyi başaramazlar. Kurtuluş Savaşı sırasında işgal altındaki İstanbul'dan vatanseverler tarafından kaçırılan Alemdar isimli küçük bir savaş gemisi, Zonguldak'a ve Karadeniz'e hakim olan Fransızlar tarafından ele geçirilmek istenmiştir.
 
9 Şubat 1921 tarihinde ALEMDAR'ı Karadeniz Ereğli limanına getiren vatanseverler gemiyi karaya oturtmuşlar ve Fransızlara teslim etmemişlerdir. Vatanseverlerin Karadeniz Ereğli'ye sığınmalarına kızan Fransızlar, kenti işgal etmek istemişler ancak Karadeniz Ereğli halkının mücadelesi sonucu başarılı olamamışlardır. Şehrin hastanesi dahil kıyıya yakın bölgelerini denizden bombalayan Fransızlar, ALEMDARGemisi’nin gizlice yüzdürülmesi sonucunda karşı saldırıya maruz kalmıştır.
 
 
 
ALEMDAR GEMİSİ’NİN TEKNİK ÖZELLİKLERİ
 
DENMARK adı altında 1898 yılında merkezi Kopenhag da olan ‘’Em.Z.Siviter Bjerg Enterprise’’ firması adına Danimarka’da inşa edilmiş bir kurtarma gemisidir. 49.475 Mt. Boyunda 7.95 Mt. eninde kaimeler arası 47.091mt. Derinlik 4.01mt.,çektiği su ise 3.96mt. ve 363 GRT, 192 NET tonluktur. Draft’ı 3.00 Mt., Posta aralıkları 450 mm olan geminin inşasında galvanizli çelik saç kullanılmıştır. Çift buhar kazanı olan geminin makinesi 750 HP gücündedir ve gemiye 12 mil sürat yaptırmaktadır ki zamanına göre önemli bir hızdır. Çift direkli ince uzun bacalı ve çok narin görünüşlü olan gemi her türlü hava koşulunda kullanılabilen bir açık deniz kurtarma gemisidir. Personel sayısı 28 kişidir.
 
Osmanlı‘nın Avrupa’ya tanıdığı kapitülasyonların verdiği yasal haklar çerçevesinde Marmara Denizi ile Boğazlar çevresinde DENMARK adı altında kurtarma hizmetleri yapıyordu.
 
Birinci Dünya Savaşı başladığında karasularımız dışında kalan tüm gemilerimize müttefikler tarafından ambargo konulması üzerine Marmara ve Boğazlardaki yabancı bayraklı gemilere de 8 Kasım 1914 tarihinden sonra biz de ambargo koyduk. Bunlar içerisinde DENMARK kurtarma gemisi de vardı. 1915 Mayıs’ında adı ALEMDAR olarak değiştirilerek Türk bayrağı çekilen gemi bu tarihten itibaren Türk Seyri Sefa-in Şirketi adına aynı görev bölgesinde kurtarma işleri görevine Türk personel ile devam etmiştir.
 
Birinci Dünya harbi bitiminde mağlup duruma düşmemiz üzerine savaşla geçilemeyen boğazlarımızdan SEVR antlaşması ile geçen müttefik devletler Donanmamızı Haliç’te demirletip mürettebatını terhis ettirerek harp gemilerimizi çürümeye terk ettirmişlerdi. Elde kalan muharebe gücü olmayan gemilerimiz ise müttefik donanmasının izin verdiği kadar seyir ve sefer yapabiliyordu.
 
Milli Mücadele’nin bayrağını ilk açan Mustafa Kemal Paşa‘da elimizde kalan ve müttefiklerin işe yaramaz gözü ile baktıkları BANDIRMA gemisi ile 19 Mayıs 1919’da İstanbul’dan Samsun’a varıp bağımsızlık mücadelesinin ilk adımını atmıştır.
 
Bu sıralarda ALEMDAR tarihin kendisine yükleyeceği görevlerden habersiz Marmara ve Boğazlar çevresinde kendisine verilen görevleri yürütüyordu. Ta’ki Osmanlı Donanması’nın nakliye gemisi 1883 yapımı 3.900 tonluk Tirimüjgan vapurunun Karadeniz’de Kızılırmak ağzında karaya oturması ve ALEMDAR’ın O’nu kurtarmak için görevlendirilmesi tarihi bir olayın gerçekleşmesi için hiç bilinmez bir başlangıç ve bahane olmuştur.
 
ALEMDAR Kızılırmak ağzında Tirimüjgan vapurunun kurtarma çalışmalarını yaparken barınma ve ikmal ihtiyaçları için sık sık geldiği Samsun’da Mustafa Kemal Paşa’nın ateşlediği Samsun’lu Kuvvayi Milliyeci Ömer KARATAŞ ve arkadaşlarının ALEMDAR’ın kaptan ve çarkçıbaşısı ile yaptıkları çeşitli moral toplantılarında ALEMDAR’ı Milli Mücadelenin içine çekebilmek için O’nun kaçırılması lazım geldiğini anlatarak ALEMDARzabitanından çok gizli olarak söz alırlar. Zira, Trabzon ve Samsun’a Novarosiyk‘den gelen harp malzemesini küçük takalar, motorlar çekiyordu, halbuki bizim daha büyük miktarlarda malzemeye ihtiyacımız vardı, onu da ancak ALEMDAR gibi hızlı, denizci tekneler çekebilir, yük çekenlere öncülük, koruma ve kollama işlerini yapabilirdi. ALEMDAR Milli Mücadeleye lazımdır. Bu fikirler ALEMDAR zabitanının beynine Samsun’lu Kuvayi Milliyeciler tarafından işlenmiştir.
 
 
ALEMDAR’IN EREĞLİ’YE KAÇIŞI
 
Tirimüjgan’nın kurtarma işi hava muhalefeti sebebiyle zorlaşınca sökülmesi kolay önemli ve değerli parçaları sökülerek ALEMDAR’a yüklenir ve İstanbul’a dönülerek İstinye önlerinde demirlenir. Çarkçıbaşı Üsküdar’lı Osman Bey kaçırma planını Süvari Trabzonlu Osman Bey’e açar, o bu fikri kabul eder ama kendi fazlaca yaşlıdır ve oğlu Hikmet Efendi‘de gemidedir. “Bir aileden bir kişi yeter” diye gemi süvarisi evine gönderilir. 7 kafadar denizci gemiyi kaçırmaya hazırlanmaktadır. Gemide kalan 8’nci kişi Musevi vatandaş olan gayrı Müslim kamarot Avram Efendi’den şüphelenirler ve O’nu kamarasına hapsederler. Personel izine çıkarılmıştır. Firar için müsait bir zaman kollanmaktadır.
 
ALEMDAR’da Kıç sancak arya edilmiş, hava karardığı için baş ve kıç fenerler yakılmış ateşçi Göreleli Yusufkazanı fayrap etmektedir. Zaten ALEMDAR kurtarma gemisi olduğu için devamlı stim üzerinde bekletilmektedir. Bu durumdan dolayı karakol gezen müttefik gemileri şüphelenmezler.
 
Şiddetli yıldız karayel bacadan çıkan dumanı dağıtmakta, ateşçi bacadan kıvılcım ve ateş çıkmaması için azami gayreti göstermekte idi. Artık kazan tam sitim tutmuş harekete hazır hale gelinmiştir. Güverte nöbetçisi devamlı etrafı kollamakta diğerleri ise salonda kaçış ve seyir planlarını yapmaktadır. Milli Mücadeleye kaçış zamanı gelmiştir. Gemide kalan 7 kahraman denizci Karadeniz’de olan çok şiddetli fırtınayı da fırsat bilerek 23 0CAK 1921 (Miladi 5 Şubat 1921) gecesi saat 24:00‘ü gösterirken “vira Bismillah” deyip demir alırlar: Boğaz’da karakol yapan müttefik gemilerin arasından geçerken megafonla sorulan sorulara, “batmakta olan bir gemiye yardıma gidiyoruz” diyerek işaretleşip aldatarak boğazdan çıkarlar.
 
Dışarıda müthiş bir fırtına vardır, fakat ALEMDAR 12 mil olan süratini ateşçinin gayretiyle zaman zaman 14 mile çıkartarak yol alırken dalgalarla boğuşmaktadır. Serdümen Recep Kahya boğaz çıkışından üç mil açıldıktan sonra 085 rotasına gelerek dümen tutar. Rota Ereğli’dir.
 
Çarkçı Osman Bey’in gözü hep boğaz tarafındadır. Boğazdan çıkıp onları yakalamak isteyecek düşman donanmasını gözlemektedir. Serdümen Recep Kahya’nın da gözleri ileri de Ereğli Ölüce Feneri’nin ışıklarını gözlemektedir. Ölüce Deniz Feneri kuvvetli bir fener olup 15 deniz mili mesafeden görülür. Zaten boğaz çıkışı ile Ereğli arası 100 mildir.
 
Çarkçı Osman Bey boğazdan çıktıktan (Ereğli rotasına girildikten) sonra Kamarot Avram’ın kamarasını açar Milli Mücadeleye katılma yemini yaptırarak O’nu serbest bırakır. Avram’da Milli mücadeleye katılma şerefine personele kahvelerini yapar ve sunar. Ereğli’ye varıldığında Avram kelimeyi şahadet getirip Müslüman olacaktır.
 
Ertesi sabah saat 08.00 sıralarında Kdz. Ereğli’ye varılır. Ereğli kraliçe şehirdir. Bu şehir binlerce yıldır denizci toplumların yaşadığı bilinen tarihi, Milattan 3.000 yıl öncelerine giden doğal bir liman kentidir. Batı rüzgarları dışındaki rüzgarlara karşı Baba burnu tarafından korunan Ereğli körfezinde, Antik çağlarda yapılmış o çağlara göre çok büyük bir mendirek de vardır. (Günümüzde doldurulmuş olup balıkçı barınağı olarak kullanılmaktadır.)
 
Ereğli halkı denizcidir. Ereğli’de ALEMDAR’a katılacak denizci bulmak kolaydır. Ereğli, Kandilli kömür ocaklarının yükleme limanıdır. Ereğli’de ALEMDAR’a lazım olan yakıt bol miktarda vardır.
 
Ereğli düşman işgalinden çarpışarak kurtulan ilçelerimizin ilkidir. Ereğli’de Ortaokul müdürü Nimet Hocayönetiminde kurulmuş ve faaliyet gösteren Müdafayı Hukuk Teşkilatı vardır. Akmanoğlu Raşit Beybaşkanlığında belediye teşkilatı, Yzb. Nazmi Bey yönetiminde Liman başkanlığı,Yzb. Şükrü yönetiminde Askeri Polis ve Bahriye Müfrezesi ile Milis kuvvetleri vardır. Ereğli postanesi Telefon ve Telgraf hatları ile ana merkezlere bağlıdır. Tüm birimleri ile Mustafa Kemal Hükümetine bağlı Necati Bey yönetiminde Kaymakamlık teşkilatı bulunmaktadır.
 
Ereğli, ALEMDAR’ın sığınacağı önemli bir limandır. Yeni gelen misafirleri Ereğli halkı, liman reisi Nazmi Bey ve Ereğli’de bulunan Milis Müfrezelerinin komutanları İpsiz Recep ve Devrekli Muharrem ALEMDAR’ı karşılar. Karşılıklı sevinç gösterileri ve tebriklerden sonra gelişleri Zonguldak Mutasarrıfı’na, Kastamonu ve Bolu Havalisi Kumandanlığına telgrafla bildirilir. Ereğli kaymakamı Necati Bey Zonguldak mutasarrıfına, Zonguldak mutasarrıfı Nusret Bey ile Ereğli askeri polis müdürü Şükrü Bey de Kastamonu ve Bolu havalisi kumandanlığına durumu telgrafla bildirirler.
 
Aşağıda Şükrü Bey’in, Liman Reisi Nazmı Bey’in ve Mutasarrıf Nusret Bey’in telgrafları verilmiştir. (Not: Rumi tarihleri Miladiye çevirmek için 13 gün ilave edilecektir.)
 
Acele şifre mahlûlü Ereğli Kastamonu ve Bolu Havalisi K.
 
Ereğli’den 25.1.1337 A.P şifresiyledir.
 
Seyrisefainden Alemdar vapuru ve 7 tayfası ile havanın muhalefetine rağmen dün akşam nısfülleyilde(gece yarısı) der saadetten (İstanbul dan) firar ederek Anadolu’ya iltihak etmek üzere sekiz sıralarında Ereğli’ye vurut ettikleri berayı malumat maruzdur.
 
Ereğli A.P Teşkilat müdürü Şükrü
 
Çok Acele Şifre mahlûlü
 
ZONGULDAK
 
Kastamonu ve Bolu Havalisi Kumandanlığına 24-1-1337(1921)
 
Ereğli Kaymakamlığından alınan telgrafnameye nazaran, İstanbul’dan Alemdar tahlisiye vapuru üçüncü çarkçısı Osman Efendi marifetiyle kaçırılarak Ereğli limanına gelmiştir. Kömür, mürettabat vesaire gibi noksanları vardır. Ereğli’de kalırsa daima tehlikeye maruz bulunduğundan Nevakısın ikmali için Ereğli Kaymakamlığına emir verilmiştir, nerede ve nasıl muhafaza olunabileceğinin emri İş’arı
 
Mutasarrıf Nusret
 
Ankara Bahriye dairesine Şifre Ereğli 25-1-1921
 
Alemdar vapuru dün gece Kuruçeşmeden üçüncü çarkçısıyla sekiz mürettabatı tarafından kaçırılarak Kuvvayı Milliyeye iltihak etmek üzere limanımıza iltica etmiştir.
 
Gemi tahtı emniyette olup talimatınıza makine başında intizar ediyoruz.
 
Karadeniz Ereğli Liman Reisi
 
NAZMİ
 
Ölümü Göze alarak ALEMDAR ‘ı Ereğli’ye kaçıran 7 kahraman denizcinin isimleri aşağıdadır:
 
1. II . Çarkçı Üsküdarlı OSMAN Efendi
 
2. III. Çarkçı Trabzonlu HİKMET Efendi
 
3. Güverte lostromosu Üsküdarlı ALİ Reis
 
4. Serdümen Trabzonlu RIFAT Reis
 
5. Rizeli RECEP Kahya (Güverte tayfası iken serdümenlik ve kaptanlık yapan İstiklal Savaşımızın ilk ve tek deniz şehidi. Rize’nin pekmezci köyünden 1874 doğumlu Hacı Mahmutoğlu Recep Kahya)
 
6. Ateşçi Göreleli YUSUF
 
7. Kamarot Erzincanlı SALİH’dir
 
 
 
ALEMDAR’IN TRABZON’A HAREKETİ
 
ALEMDAR Kdz.Ereğli’ye geldikten sonra durum Kastamonu ve Bolu havalisi Kumandanlığına telgrafla bildirilir, oradan gelen cevaplar üzerine Trabzon’a hareket etmek için personel, kumanya ve yakıt ikmali yapılmıştır. Kumanya ikmali ile personele 10’ar lira harçlık Nimet Hoca yönetimindeki Ereğli Müdafaayı Hukuk Cemiyeti’nce sağlanmış ayrıca limandaki bir yelkenliden 80 ton kömür ALEMDAR’a yüklenmiştir.
 
ALEMDAR HAKKINDA ANKARA HÜKÜMETİNE VERİLEN İLK RAPOR.
 
“Şifreli telgraf şb-1 24-1-1337 2926-100 Milli Müdafaa Vekaletine.
 
İstanbul’da Alemdar tahlisiye vapurunun üçüncü çarkçısı Osman Efendi marifetiyle Ereğli limanına geldiği ve bazı nevakısı bulunduğu ve Ereğli limanında kaldıkça tehlikeden azade bulunamayacağı ve nevakısın ikmali için Ereğli kaymakamlığına emir verildiği, Zonguldak mutasarrıfı tarafından şimdi bildirildi. Cevaben Alemdarın ikmali nevakısiyle kendini saklayabilirse Bartın limanı boğazına kabil değilse, Sinop’a gidip emre intizar etmesi cevaben bildirildi. Bu husustaki emri vekâlet penahilerine muntazır olduğumu arz ederim.
 
Kastamonu ve Bolu H.K”
 
Mirliva MUHİTTİN.(Atatürk’ün harbiye den Fransızca ve Askerlik öğretmenidir.)
 
Bu raporu alan Milli müdafaa vekâleti aşağıdaki emri vermiştir.
 
“24 tarih 2926 – 100 tele cevaptır. Kastamonu ve Bolu havalisi K. 5939 – 94 – 133
 
Ereğli ye gelen Alemdar tahlisiye vapurunun nevakısının süratle ikmali ve hemen Trabzon liman riyaseti emrine hareket ettirilmesi hususunda Ereğli liman Reisliğine emir verilmiştir. 26.1.1337 (1921)
 
Müdafaayı Milliye Vekili
 
Namına KAZIM”
 
Bu emirler üzerine eksikleri tamamlanan ALEMDAR Gemisi’ne Ereğli’den katılan 13 kahraman denizciyi, Ereğli liman reisi Nazmi Bey seçip Alemdara tayfa olduklarını bildirmiştir. Onlardan vatan için vazife beklendiğini belirten bir konuşma yaparak yüreklendirmiş, hepsini öperek gemiye selavatlamıştır. Zaten bu yiğit adamların çoğu 1.Dünya savaşında denizde ve çeşitli cephelerde çarpışarak görev yaptıktan sonra ordumuzun dağılması ile terhis edilerek Ereğli ye dönmüşlerdir. Bu 13 kahraman denizcinin isimleri aşağıda çıkartılmıştır.(Üsteğmen Ali DURSUN, Askeri Polis teşkilatı kadrolarından ALEMDAR’a katılmıştır)
 
Ereğli’den ALEMDAR’ a katılan 12 Kahraman:
 
1 - Ereğli Orhanlar mahallesi: Hasan CANVER
 
2 - Ereğli Orhanlar mahallesi : Yakup TOFTA
 
3 - Ereğli Orhanlar mahallesi: Fikri ULUSULU (Ölüsünün Fikri)
 
4 - Ereğli Orhanlar mahallesi: Çırakların HİLMİ
 
5 - Ereğli Orhanlar mahallesi: Çekirge oğlu İSMAİL
 
6 - Ereğli Akarca mahallesi: Tefik TETİK
 
7 - Ereğli Kirmanlı mahallesi: İstanbullu REŞAT
 
8 - Ereğli Mürteza mahallesi: Hacı Yakup’un TAHSİN
 
9 - Ereğli Kozlu mahallesi: Tahsildar HASAN
 
10-Ereğli Merkezden: İstanbullu ÖMER
 
11-Ereğli Orta Köyden ŞABAN
 
12-Ereğli Ketenciler Köyünden TAHİR
 
ALEMDAR Trabzon’a hareket hazırlıkları yaparken ALEMDAR’ı İstanbul’dan kaçıran çarkçı Osman Efendihastalanarak Ereğli’de hastaneye kaldırılmış olup, gemiye yeni tayin edilen iki kaptan bir çarkçıbaşı ile gemi personeli 21’ye çıkmıştır.
 
Geminin Trabzon’a hareketinden evvel Ereğli dışından gemiye katılan ve tarihi çarpışmada görev yapan zabitan listesi aşağıda çıkartılmıştır. (İlk üç İstanbul’dan kaçırılışta yoktur)
 
1 - 1.Süvari: İsmail Hakkı Kaptan(Emekli gedikli zabit)
 
2 - 2.Süvari: Üsteğmen Ali Dursun Tevetoğlu (Ereğli Askeri Polis teşkilatından)
 
3 - Çarkçıbaşı: Beykozlu Adil bey (Önyüzbaşı)
 
4 - 2.Çarkçı: Hikmet Efendi
 
5 - Serdümen: Recep Kâhya
 
6 - Serdümen: Rıfat Reis
 
7 - Ateşçi: Göreleli Yusuf
 
8 - Güverte lostromosu: Ali Reis
 
9 - Kamarot: Salih Efendi
 
Hazırlıklarını tamamlayan ALEMDAR, 26/27 Ocak 1921 (Miladi 8-9 Şubat 1921) gecesi saat 03 de Ereğli’den “vira demir” diyerek Trabzon’a hareket etti. Bu olayı, Ankara Bahriye Dairesine bildiren Ereğli liman Reisi Nazmi Bey’in telgrafı aşağıdadır
 
“Ankara Bahriye Dairesine şifre Ereğli 26.1.1921
 
Alemdar vapurunun nevakısı ikmal edilerek suvari İsmail kaptan ile yüzbaşı Adil bey nezareti altında Trabzon a hareket ettirildi.
 
Karadeniz Ereğli Liman reisi NAZMİ”
 
Fakat Ereğli’deki gayri Müslimlerin ve casusların haberdar ettiği Zonguldak’daki Fransız Karadeniz Komutanlığı, emrindeki C–27 gambot’u ALEMDAR’ı yakalamak üzere görevlendirildi, gambot Ölüce Feneriarkasında Çayağzı Mevki’inde pusuya yatıp tüm ışıklarını söndürerek beklemeye başlar. ALEMDAR limandan çıkıp Ölüce Feneri’ni döndükten sonra Amasra rotasına girdiğinde, tüm ışıklarını yakarak ALEMDAR’ın üzerine gidip megafonla, yol kesip durdururlar. ALEMDAR’a asker çıkartarak kumandayı ele alıp Zonguldak istikametine hareket ettirirler. Gemiyi Zonguldak limanı dışında demirleterek arama tarama yapıp mevcut silahlarını alırlar. Bu arada, yalnızca süvari ve çarkçıbaşı tabancalarını saklama imkânını bulmuşlardı.
 
Zonguldak’daki aramadan sonra Fransız Yüzbaşı Tilli komutasında 4 asker çıkartılır gemiye ve demir aldırılarak İstanbul istikametine hareket ettirilir, peşlerine de emniyet olarak C–27 gambot takılarak ALEMDAR takibe alınır. Bu arada gemideki personel kurtuluş için planlarını yapmışlardı bile. Evvela aralarında kavga çıkartacaklar, Fransız askerleri onları ayırmaya gelince de askerlerin silahlarını alıp onları etkisiz hale getireceklerdi.
 
Ereğli’nin 10 mil açığında güvertede bizim gemiciler kavgaya tutuştular, fakat hiçbir Fransız bu kavgayı ayırmaya gelmez. Bunun üzerine çarkçıbaşı kavgayı ayırır ve kavga edenleri güya barıştırıp zaman geçirmeden ikinci planı uygulayarak horon oynamaya başladılar. Bu hareketleri Fransızları şaşırtmıştı. Biraz önce dövüşüyorlardı şimdi ise oynuyorlar bu işten zevk aldıkları da yüzlerinden belliydi, kemençenin kıvrak nağmeleri hoşlarına gitmişti. Daveti kabul ederek horona dahil olurlar. Aradan birkaç saniye geçmemişti ki süvarinin çaldığı düdükle hareket başladı. 4 Fransız asker anında etkisiz hale getirilmiş, silahları alınmış elleri bağlanarak subay salonuna kapatılmıştı. Aynı anda Hasan CANVER ile Çarkçıbaşı Beykozlu Adil Bey Fransız yüzbaşıyı hareketsiz hale getirip, harita odasına kilitlediler. Ve ani bir manevra ile ALEMDAR Ereğli’ye dümen kırar ve tüm hızıyla ilerlemeye başlar. Bu harekete önce bir anlam veremeyen C-27’nin kaptanı kısa bir tereddütten sonra ALEMDAR’ın peşine düşerek ikaz mahiyetinde top ateşi açtı. Fakat ALEMDAR yoluna devam edince iki gemi arasında çatışma başlar.
 
ALEMDAR’da Fransızlardan alınan iki tüfek üç tabanca vardır, iki adette kaptanla çarkçının saklamaya muvaffak olduğu tabanca daha vardı. Fransızlardan alınan tüfekle çarkçıbaşı Adil Bey topun ve makinelinin başına kimseyi çıkartmıyor, bunların başına geçenlerden daha şimdiden üç kişi vurularak devrilmiş. Koruganı olmayan topun başına kimse çıkmaya cesaret edemiyordu. C-27 ALEMDAR’a aborda olarak gemiyi ele geçirmeye çalışsa da ALEMDAR’dan açılan ateşle buna muvaffak olamıyordu. Geminin önünden ardından dolanıp bir sancaktan bir iskeleden yanaşıp ateş açıyor, buna karşılık da ALEMDAR’daki iki tüfek de elden ele geçirilerek bir sancaktan bir iskeleden C-27’ye ateş açarak karşı koyuyordu. Fransızlara zayiat verdiriyordu. Bu sırada dümen başında ve açıkta olan serdümen Recep Kahya kalbinden vurularak şehit oluyordu. Yere düşerken dümeni bırakmadığı için gemi yön değiştiriyor, çarkçıbaşı Adil Bey duruma derhal müdahale ederek gemiyi tekrar düzeltiyor, bu istem dışı manevralar C-27’de bir anlık panik ve korku yaratıyordu.
 
Bu arada çatışmanın sesleri Ereğli’den duyulmuş ve gemilerin çatışması gözle görülür hale gelmişti, bir milis müfrezesi derhal hareket ederek hastane altı siperlerinde mevzi ye girmişti. ALEMDAR Bababurnu’ndan içeri girince C-27’de peşinden seyrederek kara ile ALEMDAR arasına girdiği an karadan açılan müthiş bir yaylım ateş altıda kaldı. Bu arada Bozhane’den çıkan 5-6 sandal (C-27’ye sandallarla hücum edenlerden isimler tespit edilebilenler: Sandalcı Hüda ve kardeşi Hüseyin, liman sandalcısı Orhanlar mahallesinden bahriyeli Ahmet, liman sandalcısı Orhanlar mahallesinden Mahir Fındık, sandalcı Hasan, ölüsünün Muharrem ve Mülazım zade Cevat) çala kürek C-27’nin üzerine gidiyor ve ellerindeki silahlarla yaylım ateş açıyorlar. C-27 iki ateş arasında kalmıştır ve karaya çok yaklaşmıştır. Tornistan ederek geri kaçmaya başladı. Sahilden epey uzaklaşıp ateş menzilinden çıkınca top ateşi açtı, bunlardan bir tanesi ALEMDAR’ın bacasına iki tanesi Devlet Hastanesi’ne isabet ederek hasar verdi. Fakat C-27 mağlup olmuştu, bir müddet açıkta bekledikten ve gözetleme yaptıktan sonra Zonguldak istikametine dümen kırıp gözden kayboldu.
 
Bu arada ALEMDAR Çoban Çeşmesi önlerinde hafiften baştankara yapıyor. Geminin kaçırılmasını önlemek amacıyla her ihtimale karşı geminin sintine valfları (deniz muslukları) açılıp geminin su alması sağlanarak küpeşteye kadar batırılıp kumluk olan bölgede emniyete alınıyordu. 27 Ocak 1921.(9 Şubat 1921)
 
Bu çatışma anında serdümen Recep Kahya kalbinden vurularak şehit oluyor. Ketenciler köyünden Tahirgöğsünden, İstanbullu Ömer omuz bölgesinin üç yerinden, Orta köyden Şaban da başından ağır yaralanmışlardı derhal hastaneye kaldırılarak tedaviye alındılar. Şehit olan, İstiklal Savaşımızın ilk ve tek deniz şehidi Recep Kahya’nın naşı da Devlet Hastanesi’ne getirildi. Gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra aziz naşının konulduğu tabut büyük bir Türk Bayrağı’na sarılarak gereken dini işlemler yerine getirildi. Ertesi gün 28 Ocak 1921 (Miladi 10 Şubat 1921) de defnedilmek üzere hastaneden alınarak askeri birliklerin, kaymakam ve devlet memurları ile şehit olduğu deniz savaşına katılan ALEMDAR‘daki silah arkadaşları ve Ereğli halkının neredeyse tamamının katıldığı büyük bir kortejle Bozhane yoluyla Yalı Caddesi’nden geçilerek hükümet meydanına getirildi. Buradaki İskele Camii’nde kılınan ikindi namazından sonra Şehir Mezarlığına defnedildi. Ereğli, Ereğli olalı böyle kalabalık görmemişti. Ruhu şad olsun.
 
Bu çatışmada esir alınan 1’i subay 5 Fransız Ereğli’den 30 kilometre uzakta olan Çaylıoğlu Jandarma Karakolu’na getirilerek emniyete alındı. Halkın her hangi infialine karşı önlem alınmış olundu. Hadise Ereğli Kaymakamlığı, Liman Reisliği ve bahriye Müfreze komutanlığınca derhal üst makamlara bildirildi. Böylece Türk ve Fransız makamları arasında yazışmalarla anlaşmaya varma çabaları başlamış oldu.
 
Fransızlar esirlerini, silahlarını, ALEMDAR’ı ve ALEMDAR tayfasını geri istiyorlardı. Bizim karşı talebimiz ise ALEMDAR ve onun kahraman mürettebatı geri verilemez, Fransız esirlerin ve silahların geri verilebilmesi ise ancak Fransızların Karadeniz’de dolaşan Türk Bayraklı gemilere dokunmayacağı, arama tarama ve kontrol yapmayacağı garantisini verirlerse mümkün olabileceği şeklindedir. Bu görüşmeler Şubat ayına kadar Kastamonu ve Bolu havalisi kumandanı Mirliva Muhittin, Milli Müdafaa vekâleti, Erkânı Harbiye, Zonguldak Mutasarrıf lığı ile Fransızlar arasında devam eder. Bu arada Fransızlar çok ağır yaptırımlar uygulayacakları yönünde Zonguldak Mutasarrıflığı’na ültimatomda vermişlerdir.
 
ALEMDAR olayının sonuçlandığını bildiren Kastamonu ve Havalisi Komutanı Mirliva Muhittin’in Erkânı harbiye ye bilgi yazısı ile Erkânı Harbiye Reisi Fevzi ÇAKMAK Paşa’nın Fransız ültimatomu karşısındaki emirleri aşağıya çıkarılmıştır.
 
“Kastamonu ve Havalisi Kumandanlığına
 
ANKARA 1–2/2/1921 Şifre Mahlulü Bila 79 nolu paroladır.
 
Fransız ültimatomu müddeti yarın 2.2.1921 de hitam bulacağından muhtemel her tecavüze karşı tedabiri lazıma ittihazı ile beraber Zonguldak da Fransızlar aleyhine mukabil hareket icrası için istihzaratta bulunulması ve Zonguldak ta kömür ocaklarına veya mubayaaya memur zabitanımızın Fransızlar eline düşmeyecek surette, hareketleri için kendilerine tebligat icrasını rica ederim.
 
Erkanı Harbiye Umumi Reisi
 
FEVZİ.”
 
1-2/2/1921 Erkanı Harbiye ye yazılan emrin raptı 2/2/1921 Muhittin.
 
Sonunda Fransızlar şartlarımızı kabul etmek zorunda kaldılar. Fransızların İngilizlere darılarak Türklere yönelmelerinin tesirini de inkâr etmemek tarih borcudur. Yalnız Ereğli limanında baştan kara yatan ALEMDAR’ın yüzdürülerek başka bir tarafa kaçırılmaması hakkındaki Fransız isteğini Mutasarrıf Nusret beyşahsen kabul ederek söz vermiş olduğundan ültimatom müddetinin sona ermesine rağmen bir harekette bulunmamışlardı. Ancak silahlarını da geri alarak denizdeki sindirici güçlerini kurtarmak kaygısına düşmüşlerdi. Erkânı Harbiye Riyaseti’nin 79 sayılı emrinde açıklanan tedbirlerin alınması da bu kaygılarını tazelemişti.
 
Bu suretle ALEMDAR kurtulmuş ve kabotaj haklarımızın ilk adımı atılmış oldu. Kaldı ki yapılan antlaşmada ALEMDAR’ın baştankara edildiği yerden kurtarılmayacağı belirtilmiş ise de ALEMDAR, Ereğli halkının, Liman Reisi Nazmi Bey’in Ereğli Müdafaayı Hukukçuları’nın büyük emekleri, cesaretleri, yılmak bilmeyen azimleriyle bulunduğu yerden kurtarılıp yüzdürülmesi ve fırtınalara karşı emniyete alınması, demirlenmesi çalışmaları başlatılmıştı.
 
Bahriye Dairesi Şevket imzalı 17.2.1921 tarih 4379 numaralı emirle ALEMDAR’ın kurtarılarak emniyete alınması istenmiştir. Liman Reisi Nazmi Bey’in nezaretinde ALEMDAR’ın personeli ve Ereğli halkı çalışarak kuvvetli boşaltma tulumbaları kullanarak gemideki suyu tamamen boşaltıp, ALEMDAR’ı soluğanlı denizlerde dibi vurmayacak kadar derine alıp dışarıdan temin edilen iki kalyon çapayla demirlediler.
 
Bir taraftanda Muhittin Paşa ile Fransız Amiraller arasında devam eden telgrafla görüşmelere Zonguldak Mutasarrıfı Nusret Bey de görüşmeci olarak Fransız komutanlarla bir fiil görüşerek katılıyordu, nihayet 17 Şubat 1921 günü “ALEMDAR Antlaşması” yapıldı. Bu antlaşmaya göre; iade edilecek Fransız esirlerin karşılığında bundan böyle kara sularımızda (10 mil) Türk bayraklı gemilere dokunulmayacak. ALEMDAR ise Ereğli’de kalacak hareket etmeyecekti. İki taraf arasındaki bu yakınlaşma 20 Ekim 1921’de “Ankara Antlaşması” ile son buldu, bu antlaşma ile Fransa tarafından tanınan TBMM ve Mustafa Kemal Paşa, daha sonra Mudanya ve Lozan ile tüm dünyaca tanınmış oldu.
 
ALEMDAR kurtarılmıştır, personeli gizlice çalışarak batık kaldığı günlerdeki izleri silip temizleyerek onu İstiklal Savaşımızın en önemli lojistik desteklerini sağlayacağı Novorosiyk seferine hazırlanmaktadır. M. Kemal Atatürk Ankara Antlaşmas’nı NUTUK’da anlatmaya şu sözlerle başlamıştır. (Nutuk sh.620):
 
“Efendiler Sakarya muzafferiyetin den sonra,garp ile olan müspet ve neticeli temas ve müsbetimizi, Ankara ihtilafnamesi teşkil eder. Bu ihtilafname, Ankara’da 20 Teşrinevvel (Ekim)1921 de imza edilmiştir. Bu hususta mücmel (özetle) bir fikir vermek için, kısa bir izahatta bulunayım..” diyerek Ankara Antlaşması’nın müzakere safahatını, Fransız hükümetinin eski üyelerinden Mösyö Franklin Bouillon ile yaptığı, Hariciye Vekili Yusuf Kemal Bey ile Fevzi Çakmak Paşa’nında katıldığı toplantılarda geçen olay ve konuşmaları anlattıktan sonra olayı şöyle bağlar. (13 Haziran 1921 Pazartesi başlayan görüşmeler 20 Ekim 1921 de antlaşma ile sona ermiştir.)
 
“Efendiler, Mösyö Franklin Bouillon ile mühim ve tali mesail üzerine günlerce ve günlerce müdavelei efkârda bulunduk. Netice olarak birbirimizi fikirleriyle, hisleriyle meslekleriyle anlamak müyesser oldu zannederim. Fakat Fransa hükümetiyle Türk hükümeti milliyeti arasında, kati itilaf noktaları tespit edebilmek için biraz daha zamanın geçmesi zaruri oldu. Neye intizar (bekleme, gözleme) olunuyordu? ihtimal ki,Türk mevcudiyeti milliye sini Birinci ve İkinci İnönü den sonra daha büyüyecek bir eserle teyit edilmiş olmasına !.. Filhakika, Mösyö Franklin Bouillon‘un kararı katiye iktiran ettirip (kesin karara varıp ulaşıp) imza eylediği Ankara itilafnamesi, Sakarya Melhamei Kübrasından 37 gün sonra, arz etmiş olduğum gibi, 20 Teşrinevvel 1921 de vücut bulmuş bir vesikadır.”
 
BU İTİLAFNAME İLE, SİYASİ, İKTİSADİ ASKERİ İLA.. HİÇBİR HUSUSTA İSTİKLALİMİZDEN HİÇBİR ŞEY FEDA ETMEKSİZİN ECZAYI VATANIMIZIN KIYMETLİ PARÇALARINI İŞGALDEN TAHLİS ETMİŞ OLDUK. BU İTİLAFNAME İLE AMALİ MİLLİYEMİZ, İLK DEFA OLARAK DÜVELİ GARBİYEDEN BİRİ TARAFINDAN, TASDİK VE İFADE EDİLMİŞ OLDU.(NUTUK M. KEMAL ATATÜRK CİLT II SAHİFE 625)
 
ALEMDAR’IN EREĞLİ’DEN TRABZON’A KAÇIRILMASI
 
29 Haziran 1921 de Ankara’dan Bahriye Dairesi Reisi Şevket Bey (Yarbay Şevket Doruker Lozan antlaşmasında Türk delegasyonunda deniz müşaviri olarak bulunmuştur.) gizlice Ereğli’ye gelerek ALEMDAR’ın yeni süvarisi Nuri PEKERGİN (Emekli Yarbay) ile gizli bir görüşme yaptı ve şifahi emirlerini şu şekilde verdi;
 
“Nuri Bey biz Alemdar’ın Ereğli’den Trabzon’a hareketine alenen emir veremiyoruz Fransızlarla yaptığımız antlaşma gereği Milli Mücadelenin sonuna kadar Alemdar Ereğli’de demirli kalacak, onun için size resmen emir veremiyoruz. Dolayısıyla tüm sorumluğu üzerine alarak Alemdar’ı Trabzon’a kaçıracaksın, eğer yolda yakalanırsan tüm mesuliyet senin, fırtınayı bahane edersin, başka bahaneler bulursun.”
 
Bunun üzerine Şevket Bey ile süvari Nuri Bey gemide kaçış planlarını yaptılar. Şevket Bey 2 Temmuz 1921 de gemiden ayrılıp motorla İnebolu’ya hareket etti ve oradan da Ankara’ya gitti. (Gemi jurnallerinde kayıtlı)
 
ALEMDAR sefere hazırlanarak tüm eksiklerini tamamlamak üzere hummalı bir çalışma dönemine girdi, eksikler tamamlandı, Eylül ayı başından itibaren de gemi personeli zorlayıcı sebepler dışında dışarı çıkartılmayıp her an harekete hazır halde beklendi. Geminin yakıt, kumanya ve su ikmalleri gizlice geceleri yapılmıştı. Bundan maksat Ereğli’de bulunan gayri Müslimlerin ve casusların ALEMDAR’ın bir hazırlık döneminde olduğunu Fransızlara bildirme korkusundan idi. Artık Karadeniz de çıkacak kuvvetli bir fırtına beklenmekteydi, zira fırtınalı bir havada hareket edilirse düşman gemileri limanlarda bağlı olacağından ve böyle bir havada ALEMDAR’ın denize açılacağına ihtimal vermeyeceklerdi.
 
Nihayet beklenen fırtına 24 Eylül 1921 günü başladı bu Kestane karası fırtınasıydı ve beklenende bu idi. ALEMDAR kazanlarına stim tutturarak geceyi bekledi, saatler gece yarısını gösterirken bağlı olduğu kalyon çapaları bırakarak Karadeniz’in fırtınalı denizlerine kendini bıraktı, bu kaçış Milli Mücadeleye kaçış idi. Tüm ışıklarını söndürmüş olan ALEMDAR, fırtınayla, dalgalarla mücadele ederek sabah çok erken saatlerde Amasra’ya girdi. Gemi demirleyince çok büyük bir süratle siyah olan geminin boyası griye çevrildi, ağaç karkaslı ve branda sarılarak sahte bir baca yapıldı, çift bacalı görünümüne girerek geminin dış görüntüsü tamamen değiştirilmiş oldu. Gemiye Fransız bayrağı çekildi. Bu bayrak Amasra’daki subay ailelerinin renkli giysilerinden dikildi. Bundan gaye, düşman gemileri tarafından tanınmamak ve salimen Trabzon’a varmaktı.
 
ALEMDAR’ın Amasra’ya gelişi Milli Mücadeleye derhal bildirildi ve cevaben O’na ilk görev verildi, giderken Samsun’a uğrayıp oradaki hasarlı top kamalarını Trabzon’a getirecekti. Amasra’dan sonra Samsun’a uğrayan ALEMDAR’a bütün gün beklemesine rağmen fırtına sebebiyle top kamalarını getiremediler hava kararınca da Süvari “vira demir” diyerek Trabzon’a yol verdi.
 
24 Eylül 1921 de Ereğli’den Trabzon’a gizlice gece yarısı harekât eden ALEMDAR çok kötü hava şartlarında ve maceralı bir yolculuktan sonra, Trabzon’a 29 Eylül 1921 günü Alay sancaklarıyla süslenmiş olarak girdi. Dış görünüşü değiştirilmiş ALEMDAR önce şaşkınlık sonra coşku yarattı. Trabzon halkının büyük bir sevinçle karşıladığı ALEMDAR’ın gelişinde Tümen ve Vilayet erkanı ile Milli teşekküller ve nakliyatı bahriye kadroları hazır bulundular.
 
ALEMDAR ve personeli Trabzon’da birkaç gün dinlendikten sonra Novorosiyk seferine başladı. İkinci İnönü Savaşı’na kadar sayısız sefer yapan ALEMDAR’a Erkanı Harbiye-i Umumiye Reisi Fevzi Paşa’dan gelen tebrik ve takdir telgrafları ALEMDAR’ın Jurnal defterine de işlenmiştir.
 
ALEMDAR’a Trabzon’da monte edilen topların deneme atışları yapıldı. (22/5/1922) Bundan sonra, ALEMDARbaşta Şahin Vapuru olmak üzere Novorosiyk’den harp malzemesi taşıyan gemilere karakol ve kollama görevi yaptı. Bunlardan en önemlisi ise 1.300 Ton’luk, silah ve cephane yüklü Şahin Vapuru’nu kestirme ve değişik bir rota ile Samsun’a ulaştırırken Yunanlıların büyük zırhlısı Averof komutasındaki iki torpidoyu çeşitli denizcilik oyunlarıyla başka rotalara çekmiş ve 07/06/1922 tarihinde Şahin Vapuru’nun yükünü Samsun’a ulaştırmasıyla 26 Ağustos 1922 de kazanılan büyük zafere ulaştırılmasını sağlamıştır. Yunan donanması Karadeniz de ALEMDAR’ı ararken Şahin Vapuru yüklediği 21 savaş uçağını da aynı taktikle Samsuna ulaştırıp, büyük zaferin kazanılmasında önemli rol oynamıştır.
 
ALEMDAR’ın Pontus Çetecileri ile yaptığı mücadeleler de çok önemlidir. Nurettin Paşa yönetimindeki 20 bin kişilik kuvvet dağlarda Rum çeteleriyle uğraşırken bu kuvvetlerden kaçarak Romanya ve Bulgaristan’a deniz yoluyla sığınmaya çalışan Abacı Yanko ve Sarı yani çetesini yakaladığı gibi deniz yoluyla kaçan birçok Pontusçetesini yakalayıp resmi makamlara teslim etmiştir.
 
ALEMDAR büyük zaferden sonra da 1924-1959 yılları arasında kurtarma işlerinde sürekli olarak çalıştı. Bu arada 1951 yılında İstanbul Haliç Tersanelerinde çok büyük bir bakım geçirdi, kazanları yenilendi, modern kurtarma araç ve gereçleriyle donatılıp çalışmalarına devam etti. 1959 yılı sonlarına doğru hizmet dışı bırakılan ALEMDAR bir süre tanker dubası olarak kullanıldı. Büyükdere’de kıçtan kara bağlanmıştı. 1964 de İsi Kurt 1980 de Aksoy firması tarafından satın alındı. 1982 yılında her geminin başına gelen Gazi Gemi Alemdar’ın da başına geldi. Sökülmek üzere son kez satıldı, günümüze ondan yalnız bir deniz feneri ve birkaç fotoğrafı kaldı. Tabi bir de Gazi Gemi’nin kuşaktan kuşağa aktarılan hatıraları.
 
Bu hatıraları ebedileştirmek üzere Kdz.Ereğli’de kurulan Gazi Alemdar’ı Yaptırma ve Yaşatma Derneği’nin çalışmaları başladı. 2004 yılı 10 Kasım’ında kurulan dernek ALEMDAR’ın orijinaline uygun imalat projelerini Donanma Komutanlığı İstanbul tersanelerinde yaptırdı. Kdz.Ereğli Belediyesi geminin konulacağı sahil şeridinin yerini tespit edip, çevre düzenlemeleri ve dolgu çalışmalarını üstlendi ve yerleşim projeleri yapıldı. İmalata başlanması için Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları imalat için gereken saçları vermeyi taahhüt etti. Geminin ambar bölümü deniz müzesi haline olarak planlandı.  Gazi Gemi Alemdar, bugün Kdz.Ereğli liman içinde genç kuşaklara ebediyen yaşayacak bir abide eser olarak Türk denizciliğinin ve Deniz Kuvvetlerinin medarı iftiharıdır. Ziyaret günlerinde, yurt içi ve yurt dışından çok sayıda ziyaretçilerini ağırlıyor.
 
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI WEB SİTESİ’NDE “ALEMDAR GEMİSİ”
 
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın resmi web sitesinde Gazi Gemi Alemdar’ın İstiklal Savaşı’na katkıları ve bu katkıların Türk Milleti’ne sağladığı siyasal sonuçlar özetle şöyle anlatılmaktadır:
 
“1921 18 Haziran Karadeniz Ereğli halkı tarafından esir alınan bazı Fransız komutan ve askerler, henüz kurulmamış olan Türkiye Cumhuriyeti ile anlaşma imzalamak zorunda kalmışlardır. Bu anlaşma, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı'ndaki ilk uluslararası anlaşması olmuştur ve Milli Kurtuluş Hükümeti'nin kabul edildiğinin bir göstergesidir. Kurtuluş Savaşı sırasında Karadeniz Ereğli halkının mücadelesi sonucu elde edilen bu başarı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kazandığı zaferlerin temelini oluşturmuştur. Bu şekilde, Kurtuluş Savaşı'nın ilk ve tek deniz savaşı Karadeniz Ereğli'de gerçekleşmiştir. Alemdar gemisi aslına uygun olarak yeniden yapılmış ve halen bir müze olarak hi